3.International 21.National Public Health Congress, 3.International 21.National Public Health Congress

Font Size: 
Tüberkülozun Küresel Düzeyde İlişkili Olduğu Faktörler: Ekolojik Çalışma
Caner BAYSAN, Ayşe Nur USTURALI MUT

Last modified: 2019-09-12

Abstract


Giriş ve Amaç: Tüberküloz (TB) insidansı sosyoekonomik faktörler, sürdürülemeyen veya kısmi tedavi uygulamaları ve endemik ülkelerden göçle daha da kötüleştiğinden, bir yoksulluk hastalığı olarak kabul edilir. Bu çalışmada ülkelere ait TB insidans verileri ile sosyoekonomik ve sağlıkla ilgili çeşitli parametreler arasındaki ekolojik ilişkinin incelenmesi amaçlandı.

 

Gereç-Yöntem: Ekolojik türdeki bu çalışma Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Küresel Tüberküloz Raporu-2017 ile Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Raporu-2018 ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Raporu-2017 doğrultusunda yapıldı. Araştırmada DSÖ’nün 6 bölgesini içerecek şekilde 194 ülkeye ait veriler değerlendirildi. Araştırmanın bağımlı değişkeni TB insidansıdır (100 binde). Bağımsız değişkenleri, yaşa standardize sigara içen nüfus yüzdesi, sağlık harcaması toplam hane halkı harcamasının %10’unun üzerinde olan nüfus yüzdesi, temel hizmetler (eğitim, sağlık ve sosyal koruma) için toplam devlet harcamalarının yüzdesi, ülkedeki uluslararası göçmen yüzdesi, HIV insidansı (100 binde), kentsel havadaki PM 2.5 yoğunluk ortalaması (μg/m³), yaşa standardize hava kirliliğine bağlı ölüm hızı (100 binde), insanı gelişim indeksi (İGİ) ve alt parametreleri oluşturmaktadır. Verilerin analizinde R istatistik programının 3.5.1 versiyonu kullanılarak yüzdelik, ortalama±standart sapma hesaplandı; Spearman korelasyon analizi ve lineer regresyon analizi-Backward metodu uygulandı. Değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu değerlendirilerek uygun olmayanların doğal logaritması alınarak normal dağılıma uygun hale getirildi. Bağımlı değişken ile bağımsız değişkenler arasındaki ilişkide p değeri 0,25’ten küçük olanlar lineer regresyona dahil edildi. Bağımsız değişkenler arasında katsayıları 0,70’den büyük olan anlamlı korelasyonlar bulunduğunda o değişkenlerden sadece biri alındı. Çoklu doğrusallığın kontrolü için VIF değerinin 5’in altında olması kriteri dikkate alındı. Değerlendirmelerde p<0.05 değeri istatistiksel açıdan anlamlı kabul edildi.

 

Bulgular: DSÖ bölgelerine göre TB insidans ortancaları (100 binde) Güneydoğu Asya Bölgesinde 211; Afrika Bölgesinde 177; Batı Pasifik Bölgesinde 84; Amerika Bölgesinde 26; Doğu Akdeniz Bölgesinde 24;  Avrupa Bölgesinde ise 12 idi.Spearman korelasyon analizine göre; ülkelerin TB insidansı ile sigara içen nüfus yüzdesi (r=-0,184, p=0,027), temel hizmetler için toplam devlet harcamalarının yüzdesi (r=-0,468, p<0,001), uluslararası göçmen sıklığı (r=-0,570, p<0,001), İGİ (r=-0,692, p<0,001), doğumda yaşam beklentisi (r=-0,726, p<0,001), beklenen eğitim süresi (r=-0,647, p<0,001), ortalama eğitim süresi (r=-0,584, p<0,001) ve kişi başına gayri safi milli gelir (r=-0,678, p<0,001) arasında negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptandı. Kentsel havadaki PM 2.5 yoğunluk ortalaması (r=0,411, p<0,001), HIV insidansı (r=0,549, p<0,001) ve hava kirliliğine bağlı ölümler (r=0,767, p<0,001) ile TB insidansı arasında ise pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptandı (p<0,001).

 

Lineer regresyon analizine göre; TB insidansı ile uluslararası göçmen sıklığı (ß=-0,231, p=0,007), hava kirliliğine bağlı ölüm (ß=0,880, p<0,001) ve HIV insidansı (ß=0,363, p<0,001) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olup; bu değişkenler TB insidansının %77,8’ini açıklamaktadır.

 

Sonuç ve Öneriler: TB insidansı; göçmen sıklığı, hava kirliliğine bağlı ölüm ve HIV insidansı ile ekolojik düzeyde ilişkili bulunmuştur. TB insidansı ile göçmen sıklığı arasındaki negatif korelasyon; göçün genellikle gelişmiş ülkelere doğru gerçekleşmesinden ve bu ülkelerin TB’ye yönelik koruyucu ve tedavi edici hizmetlerinin iyi bir düzeyde olmasından kaynaklanmış olabilir. Bireysel düzeyde HIV enfeksiyonunun TB riskini arttırdığı gerçeği, bu çalışmada küresel ölçekte de gösterilmiştir. Hava kirliliğinin azaltılmasının ve HIV/AIDS’e yönelik etkili kontrol programlarının geliştirilmesinin TB kontrolünde etken bir rol oynayacağı öngörülebilir