Last modified: 2019-09-25
Abstract
GİRİŞ VE AMAÇ
Ötanazi, içinde bulunulan koşullarda tedavisi olası olmayan, bireye kaliteli bir yaşam sunulamadığı durumlarda yaşamın sonlandırmasına yönelik verilen karardır. Farklı ülkelerde ötenaziye yönelik farklı düzenlemeler bulunmakta ve konu önemli bir etik tartışma noktası oluşturmaktadır. Araştırmada tıp fakültesi öğrencilerinin ötanaziye ilişkin düşüncelerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM
Etik kurul ve kurum iznini takiben Haziran-2019’da gerçekleştirilen kesitsel tipteki araştırmanın evreni ZBEÜ Tıp Fakültesi 1, 3, 6 sınıflarında eğitim alan 515 öğrenciden oluşmaktadır, çalışma 414 (%80.3) katılımcıyla tamamlanmıştır. Veriler 27 soruluk anket formuyla toplanmış, tanımlayıcı değişkenler aritmetik ortalama±standart sapma, sayı ve yüzdelerle sunulmuş, preklinik (1 ve 3. sınıf) ve klinik (6. sınıf) gruplar arası karşılaştırmalarda Ki-kare testi kullanılmıştır.
BULGULAR
Yaş ortalaması 21,5±2.47 olan katılımcıların %60.6’sı kadın, %39.4’ü erkek, %43.2’si 1, %31.6’sı 3, %25.1’i 6. sınıf öğrencisidir, %37.7’si terminal dönem hastalığı olan yakınları olduğunu, %35.6’sı tıp eğitimi sürecinde terminal dönem hasta gördüğünü, %86.6’sı ötenazi hakkında bilgisi olduğunu, %25.4’ü tıp fakültesinde ötenazi hakkında bilgi verildiğini, %75.7’si ötenazi hakkındaki bilgilerini internetten edindiğini belirtmiştir.
Katılımcıların %47.2’si ötenazinin yasallaşması gerektiğini (preklinik grupta %60.6, klinik grupta %83.1, p<0.001); ötenazinin yasallaşması durumunda %32.1’i kendisi hakkında ötenazi kararı verebileceğini (preklinik grupta %41.5, klinik grupta %72.3, p<0.001), %21.8’i kendisi için ötenazi kararı alan yakınlarını destekleyeceğini, %16.1’i yasal vasisi oldukları bilinci kapalı yakınları için ötenazi kararı verebileceğini (preklinik grupta %17, klinik grupta %54.8, p<0.001) belirtmiştir.
Ötenazinin yasallaşması gerektiğini belirten katılımcılar en sık gerekçe olarak %83.4 ile hastaların yaşamak kadar ölmek hakkı da bulunduğunu belirtirken, yasallaşmaması gerektiğini ifade edenlerin belirttiği en sık gerekçe %71 ile yaşam hakkının kutsallığıdır. Bununla birlikte, katılımcıların %77.8’i bilinci açık ve kapalı hastalarda ötenazi uygulanmasının farklılık içerdiğini, %70.7’si ötenazinin yasallaşmasının suiistimal edilebilir olduğunu, %39.5’i ötenazinin yasallaşmasının tıbbın gelişmesine olan inancı ve doktora olan güveni azaltacağını belirtmiştir. Katılımcıların %52.9’u ötenazinin yasallaşması halinde yaş sınırı olması gerektiğini, %84.5’i karar için psikiyatrik danışmanlık gerektiğini, %36.2’si hekimlerin ötenazi talebine olumlu yaklaşabileceğini, %91.9’u hastanın kendisinin, %60.3’ü hastanın ailesinin, %49.5’i doktorun, %53.7’si doktorlardan oluşan kurulun, %44.3’ü etik kurulun, %15.8’i hastanın yasal temsilcisinin, %10.7’si din görevlisinin ötenazi kararı için onayının gerekli olduğunu belirtmiştir. Ülkemizde ötenazi yasal olmamakla birlikte, katılımcıların %44.5’i pasif ötenazi uygulandığına, %11.1’i aktif ötenazi uygulandığına inanmaktadır.
SONUÇ
Tıp fakültesi öğrencilerinin ötenaziye yaklaşımları özellikle preklinik ve klinik dönem öğrencileri arasında farklılıklar göstermektedir. Ülkemizde yasal olmamakla birlikte, tıp öğrencilerinin yarıya yakını ötenazinin yasallaşması gerektiğini, yine yarıya yakını pasif ötenazinin uygulandığını düşündüğünü ifade etmektedir. Konu tıp eğitimi kapsamında destekleyici ve eleştirel görüşlerin kapsamlı bir biçimde paylaşıldığı etkinliklerle ele alınmalıdır.
Anahtar Kelimeler: ötenazi, tıp öğrencileri, tıbbi etik