Last modified: 2019-09-30
Abstract
Giriş ve amaç: Dil, sağlık hizmetlerine erişimde merkezi bir rol oynamaktadır. Türkiye’de yapılan çalışmalar, anadili Türkçe olmayan kişilerin sağlık hizmetlerine erişiminin daha kötü olduğunu göstermektedir. Ancak, dilin sağlık hizmetlerine erişimi nasıl ve hangi alanlarda etkilediği ile ilgili yeterli çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmada, yaşadığı/vatandaşı olduğu ülkenin resmi dilini konuşamayan insanların sağlık hizmetlerine ulaşmada karşılaştıkları engellerin tanımlanması amaçlanmıştır.
Gereç ve yöntem: Etik kurul onayı ve katılımcıların bilgilendirilmiş onamı alınarak Şırnak ilinde maksimum varyasyon stratejisi ile yaşları 33-68 arasında değişen, tamamı Kürt, Türkçe konuşamayan, okur-yazar olmayan 12 kişi ile (kent: 3 kadın, 3 erkek; kır: 3 kadın, 3 erkek) derinlemesine görüşmeler yapıldı. Katılımcıların çoğunda kendi bildirimine dayalı bir kronik hastalık (guatr, hipertansiyon, miyokard enfarktüsü gibi) vardı, bir katılımcı 8 gebelik öyküsü olan, bir diğeri de görüşme sırasında gebe olan ve önceki 4 doğumunu evde yapmış bir kadındı. Kişilerin bir bölümüne anahtar kişilerle, bir bölümüne kartopu yöntemiyle ulaşıldı. Görüşmeler Kürtçe dilinde, genellikle katılımcının evinde, niteliksel çalışma eğitimi ve deneyimi olan bir araştırmacı tarafından gerçekleştirildi. Görüşmeler ortalama 34 dakika sürdü (25-52 dak); biri hariç ses kaydı alındı. Görüşmeler, Levesque JF’nin sağlık hizmetlerine erişim modeli kullanılarak hazırlanan yarı-yapılandırılmış görüşme rehberi ile gerçekleştirildi. İki araştırmacının uzlaşarak oluşturduğu kod listesi ile Atlas.ti programı kullanılarak kodlama ve tematik içerik analizi yapıldı.
Bulgular: Dil engelinin şu alanlarda sorun yarattığı bulundu: sağlık hizmetlerini yalnızca ciddi durumlarda kullanma; önleyici sağlık hizmetlerini yeterince kullanamama; sağlık eğitimi ve sağlığın geliştirilmesi programlarından yararlanamama; çeviri için kendi sosyal çevrelerini kullanma ve bunun yarattığı yetersizlikler, mahrem bilgileri paylaşamama, kendi sağlıkları ile ilgili kararlara katılamama; ve sağlık haklarını savunamama. Ayrıca, yerel sağlık hizmetlerindeki eksiklikler nedeniyle il dışındaki merkezlere sıkça sevk yapıldığı ve bu merkezlerde insanların, özellikle tercümanlık hizmetlerinde yararlandıkları sosyal kaynaklarını da kaybettikleri ve daha büyük bir çaresizlik içine girdikleri görüldü.
Sonuç ve öneriler: Sağlık hizmetlerine erişimde kırsal bölgede yaşamak, kadın olmak ve okuma-yazma bilmemekle ilgili sorunlar gözükse de temel olarak “dil” ön plana çıktı. Sonuç olarak, resmi dili konuşamayan insanlar, anadillerinde bilgilendirme/hizmet olanağı sunulmadığında sağlık bilgisi edinme, sağlık hizmetlerini arama, kullanma ve tedavilerini uygulama konusunda diğer insanlara bağımlı duruma gelmektedirler. Bu bağımlılığın önüne geçmek için, önleyici ve sağlığı geliştirici hizmetler dahil, anadilde sağlık hizmeti sağlanmaya çalışılmalı; bunun için yerel dili konuşan sağlık çalışanlarının sayısı arttırılmalı; bilgi-eğitim-iletişim materyalleri ilgili dilde hazırlanmalı, gerektiğinde profesyonel çeviri hizmetleri sunulmalıdır. Kişilerin sosyal kaynaklarından uzaklaşmalarını engellemek için yerel sağlık hizmetlerinin kalitesi arttırılmalı, böylece dış sevklerin önüne geçilmelidir. Ayrıca, çok-dilli sağlık hizmetlerinin sunulmasında mobil çeviri uygulamaları gibi yeni teknolojilerin kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi için araştırmalar yapılmalıdır.
Fon: Bu araştırma, Pears Vakfı’nın (İngiltere), Hebrew Üniversitesi Braun Halk Sağlığı okulu, Uluslararası Halk Sağlığı Yüksek Lisansı mezunlarına sağladığı Halk Sağlığı Araştırmalarını Teşvik Fonu tarafından finanse edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Sağlık hizmetleri, erişim, dil, Kürt, Türkiye