3.International 21.National Public Health Congress, 3.International 21.National Public Health Congress

Font Size: 
TİP 2 DİYABET-BOZULMUŞ GLİKOZ TOLERANSI-İNSÜLİN DİRENCİ HASTALARININ ANTROPOMETRİK ÖLÇÜMLERİ, BAZI BESLENME ALIŞKANLIKLARI VE HASTALIK-BESLENME İLİŞKİSİ FARKINDALIKLARI
Gamze Göksu Duman, Gülay Koçoğlu

Last modified: 2019-10-01

Abstract


Giriş ve Amaç: Tip 2 diyabet sıklığı tüm dünyada ve ülkemizde giderek artmaktadır. Kontrol altına alınmayan diyabet vücudun birçok sistemini etkileyen komplikasyonlara sebep olur. Dünya genelinde ilk sıralarda yer alan ölüm nedenlerindendir. Hastaların yarıya yakını durumunun farkında değildir. Gerek popüler diyetler gerekse TV, dergi, sosyal medya aracılığıyla edinilen yanlış bilgiler nedeniyle tıbbi beslenme tedavisi konusunda bilgi kirliliği bulunmaktadır. Bu araştırma,  tip 2 diyabet-bozulmuş glikoz toleransı-insülin direnci tanısı almış bireylerin antropometrik ölçümleri, bazı beslenme alışkanlıkları ve hastalık-beslenme ilişkisi farkındalıklarını değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir.

Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma kapsamına, 01.05.2017 – 01.09.2017 tarihleri arasında Sivas Numune Hastanesi Diyet Polikliniği’ne başvuran tip 2 diyabet-bozulmuş glikoz toleransı-insülin direnci tanılı 18+ yaş 416 kişiden araştırmaya katılmayı kabul eden 250 birey (hesaplanmış yeterli örneklem büyüklüğü) alınmıştır. Çalışma için Cumhuriyet Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu’ndan onay ve bireylerden bilgilendirilmiş onam formu alınmıştır. Katılımcılara sosyodemografik bilgiler (yaş, cinsiyet, eğitim, medeni durum ve gelir düzeyleri, sağlık durumları),  beslenme alışkanlıkları (öğün sayıları, besin tüketim sıklıkları) ve, fiziksel aktivite düzeylerine yönelik 31 soru ile hastalık-beslenme farkındalığına yönelik, uzman desteğiyle hazırlanmış 18 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. Ayrıca vücut ağırlığı, boy, bel çevresi ve kalça çevresi ölçümleri yapılıp bel/kalça oranı ve BKİ hesaplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS (ver 22) programı ile değerlendirilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde ortalama, frekans dağılımları ile histogram ve One Sample Kolmogorow-Smirnov testi sonucuna göre normal dağılım gösteren veriler üzerinde ki-kare, t testi ve Anova testleri kullanılmıştır.

Bulgular:  Katılımcıların %82,8’ini kadınlar oluşturmakta olup %44,4’ü ilkokul ve altı, %35,6’sı orta, %20’si yükseköğrenim eğitim düzeyindedir. Bireylerin %24,8’i Tip 2 DM, %24,4’ ü BGT, %48,8’i IR tanısı almıştır. BKİ değerlendirmesine göre %97,6'sının fazla kilolu/obez olduğu belirlenmiştir. Düzenli fiziksel aktivite yapmayanların oranı  %83,2’dir. Katılımcıların %71,6’sı kan şekerini etkileyen besin öğesini, %90,8’i glisemik indeksi, %95,6’sı HgA1C’yi, %98’i olması gereken HgA1C’yi, %65,2’si olması gereken açlık kan glikozu aralığını ve %50,8’i hastalığının olumsuz sonuçlarından etkilenen organları bilmemektedir. Besinlerin kan şekerine etkileri konusundaki yanıtları; genel olarak sağlıksız olarak nitelendirilen besinlerin kan şekerini yükselttiği, faydalı olarak bilinen besinlerin ise kan şekerine etkisi olmadığı yönündedir. Bireylerin %66,8’i kan şekerinin düşme nedenlerini, %62,4’ü kan şekeri düştüğünde yapılması gerekenleri, %61,6’sı posanın kan şekerine etkisini ve %78,8’i ise hangi besinin posasının daha yüksek olduğunu bilmemektedir. Ayrıca %84,8’inin diyabetik ürünlerin tedavi edici olup olmadığını, %70,4’ünün diyabetik ve light ürünün aynı olup olmadığını bilmedikleri görülürken yine diyabetik-light (%82) ve şeker ilavesiz yazan (%65,6) ürünlerin diyabet hastaları için uygun ürünler olup olmadığını bilmedikleri dikkati çekmektedir. Hastalık-beslenme ilişkisi farkındalığı sorularına verilen yanıtlar puanlandığında ortalama puanları, 18 puan üzerinden 6,17±3,33 bulunmuştur. Daha önce diyetisyenden eğitim alanların su tüketimlerinin, kepek/tahıl ekmeği tüketimlerinin ve şekersiz çay içme oranlarının eğitim almayanlardan daha yüksek olduğu görülmüştür(p<0,05). Bireylerin eğitim seviyesi arttıkça hastalık-beslenme ilişkisi  farkındalık puanı ortalamaları da artmaktadır(p<0,05).

Sonuç ve Öneriler: Diyabet ve prediyabet hastalarının konuyla ilgili farkındalıkları ve bilgi düzeyleri yeterli değildir. Diyabetin önlenmesi ve etkin tedavisi için bireylerin sağlıklı beslenme başta olmak üzere risk faktörleri hakkında bilinçlendirilmesi ve konuyla ilgili farkındalıklarını artırıcı çalışmalar yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.