3.International 21.National Public Health Congress, 3.International 21.National Public Health Congress

Font Size: 
Bir Üniversite Hastanesi Çalışanlarının Psikososyal Risklerinin Değerlendirilmesi
Fatma Bozdağ, A Öner Kurt, Bengü Nehir Buğdaycı, Emine Öztosun, Derya Akıcı

Last modified: 2019-10-01

Abstract


Amaç: Çalışmada Mersin Üniversitesi Hastanesi sağlık çalışanlarının psikososyal risklerinin, iş doyumu ile tükenmişlik risk düzeylerinin ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi amaçlandı.

Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipteki çalışmanın verileri 01 Şubat - 31 Mart 2019 tarihleri arasında toplandı. Araştırma evrenini hastanedeki 2461 sağlık çalışanı oluşturmaktaydı. Minimum örneklem büyüklüğü; %50 prevalans, ±5 hata payı ve %95 güven aralığı alınarak 333 olarak hesaplandı. Tabakalı/çok aşamalı ağırlıklandırılmış örnekleme yöntemi kullanıldı. Sağlık çalışanları görev unvanları ve çalıştığı birime göre tabakalandırıldı. Ağırlıklandırma yapılarak 333 kişinin unvan ve çalıştığı birime göre dağılımı yapıldı. Mersin Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulundan 06/09/2018 tarihinde izin alındı. Veriler, sosyodemografik ve çalışma yaşamı özelliklerini sorgulayan anket formu ve Kopenhag Psikososyal Risk Değerlendirme Ölçeğiyle (KOPSOR-3) toplandı. KOPSOR alt boyut puanları bağımlı değişken, çalışanların sosyodemografik ve çalışma yaşamına ilişkin özellikleri bağımsız değişken olarak alındı. Araştırmaya katılmayı kabul edenler anket formunu kendileri doldurdu. Verilerin özetlenmesinde tanımlayıcı istatistikler, kategorik değişkenlerin karşılaştırılmasında Ki-Kare Testi kullanıldı.

Bulgular: Çalışmaya katılan 333 sağlık çalışanının yaş ortalaması 35.0±7.9 yıldı. Katılımcıların %60.1’i kadın, %69.1’i evli, %42.0’si ön lisans/lisans mezunu, %26.7’si hemşire olarak çalışmaktaydı. Katılımcıların %61.6’sı bilişsel talepler, %60.4’ü çalışma hızı, %59.2’si rol çatışması, %58.3’ü işe bağlılık %57.1’i nicel talepler, %55.0’i nitel iş güvencesizliği, %52.9’u öngörülebilirlik %52.0’si nicel iş güvencesizliği, %51.1’i iş-ev çatışması, %50.2’si duygusal talepler, %50.2’si duygularını gizleme gereksinimi, %49.5’i güven, %48.3’ü rol açıklığı, %47.7’si işe etki, %46.5’i liderlik kalitesi, %46.2’si işin anlamı, %45.6’sı akran sosyal desteği, %45.3’ü işte özgürlük derecesi, %43.8’i tanınırlık, %43.5’i üstlerinden sosyal destek, %38.7’si topluluk duygusu, %38.7’si gelişme olanağı, %37.8’i adalet ve saygı boyutları açısından riskli gruptaydı. Çalışanların %48.6’sı iş doyumu ve %52.9’u tükenmişlik açısından yüksek riskliydi. İş doyumunun, erkek (p=0.017), hemşire (p<0.001), sözel şiddete uğramış (p=0.001), çalışma ortamının sağlığını olumsuz etkilediğini düşünen (p<0.001) çalışanlarda daha düşük olduğu bulundu. Tükenmişliğin, kadın (p=0.006), hemşire (p<0.001), sözel şiddete uğramış (p<0.001) ve çalışma ortamının sağlığını olumsuz etkilediğini düşünen (p<0.001) çalışanlarda daha yüksek olduğu bulundu.

Sonuç ve öneriler: Araştırmamızda sağlık çalışanlarının çoğunluğu psikososyal açıdan yüksek riskle çalışmaktaydı. Bilişsel talepler, çalışma hızı, rol çatışması, işe bağlılık ve nicel talepler ise riskin en fazla oranda görüldüğü boyutlardı. Psikososyal risklerin azaltılması açısından öncelikle bu alt boyutlara yönelik önlemler alınmalıdır. Sözel şiddeti önlemek için, toplum bilinci, sosyal medya ve basın-yayın organları aracılığıyla artırılabilir ve gerekirse bu kişilere cezai işlem uygulanabilir. Çalışma ortamlarının sağlık açısından daha uygun hale getirilmesi için öncelikle çalışılan ortam değerlendirilerek temel nedenler belirlenmelidir. Psikososyal risklerin kontrolü, çalışanların sağlığının korunması ve geliştirilmesi için hastane yönetimi ile işyeri sağlık güvenlik birimi ortak hareket etmelidir.

 

Anahtar kelimeler: psikososyal risk, sağlık çalışanı, iş doyumu, tükenmişlik