Last modified: 2019-09-04
Abstract
GİRİŞ: Menstruel döngünün luteal evresinde ortaya çıkan bedensel, bilişsel, duygusal ve davranışsal değişiklikler premenstruel sendrom (PMS) olarak tanımlanmaktadır. PMS, kadının ruh sağlığını bozan, iş gücü kaybına neden olan ve yaşam kalitesini düşüren önemli bir sorundur. Çalışmamızda bir tıp fakültesindeki intörn kadınların PMS’sinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Ekim 2018’de yapılan kesitsel tipte bir araştırmadır. Evreni bir tıp fakültesinde 2018-2019 yılında eğitim gören dönem VI öğrencisi 140 kadın oluşturmaktadır. Örneklem seçilmemiş olup tüm evrene ulaşmak istenmiş ve 132’sine (%94,3) ulaşılmıştır. Öğrenciler araştırma hakkında bilgilendirilmiş, sözlü onamları alınmıştır. Veriler sosyodemografik özellikler, yaşam tarzı ile ilgili sorular ve Premenstruel Sendrom Ölçeğini (PMSÖ) içeren anket ile toplanmıştır. PMSÖ; Gençdoğan tarafından geliştirilmiş, premenstrüel belirtilerin şiddetini ölçen, 44 maddelik beş dereceli (hiç, çok az, bazen, sık sık, sürekli) likert tipi bir ölçektir. Ölçeğin, Depresif Duygulanım, Anksiyete, Yorgunluk, Sinirlilik, Depresif Düşünceler, Ağrı, İştah Değişimleri, Uyku değişimleri ve Şişkinlik olmak üzere toplam dokuz alt boyutu bulunmaktadır. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 44, en yüksek puan 220’dir. Puan yükseldikçe PMS belirtilerinin yoğunluğu artmaktadır. PMSÖ toplam ve alt ölçek puanlarının alınabilecek en yüksek puanın %50’sini geçme durumuna göre PMS ve semptomlarının varlığına karar verilmektedir. Bağımlı değişkenler olarak PMSÖ toplam ve alt ölçek puanları; bağımsız değişkenler olarak sosyodemografik özellikler ve yaşam tarzı değişkenleri alınmıştır. Verilerin analizinde SPSS 18.0 programı kullanılarak yüzde, frekans hesaplanmış, t testi ve varyans analizi uygulanmıştır. P<0,05 olan değerler istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
BULGULAR: Katılımcıların yaş ortalaması 23.80±1.07, ilk adet yaşı 12.63±1.01, PMSÖ toplam puan ortalaması 127.43±32.91’dır. Katılımcıların %72,0’ının PMS’sinin olduğu, %28,0’ının PMS’sinin olmadığı belirlenmiştir. Geliri giderinden az olan katılımcılarda iştah değişimi, şişkinlik ve toplam PMSÖ puan ortalamasının daha yüksek olduğu görülmüştür. En uzun süre yaşadığı yer köy olan katılımcılarda anksiyetenin, en uzun süre yaşadığı yer ilçe olan katılımcılarda şişkinliğin daha yüksek olduğu görülmüştür. Şekerli gıda tüketimi olan katılımcıların depresif duygulanım, yorgunluk, sinirlilik, depresif düşünce ve toplam PMSÖ puan ortalamalarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0.05). İlk adet yaşı, adet düzeni, yemeğin tadına bakmadan tuz atma, haftada birden fazla kola tüketme, günlük çay, kahve tüketimi, sigara tüketimi ve düzenli egzersiz yapma durumuna göre PMSÖ alt ölçek puan ortalamaları ve toplam puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Çalışmanın tasarımından dolayı değişkenler arasındaki neden-sonuç ilişkisi net olarak belirlenememektedir. Yapılan araştırmalarda PMS prevelansının dünyada %12,0-98,0’e, ülkemizde %6,1-%91,8’e değişen aralıkta olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada %72,0 oranıyla PMS prevalansının yüksek olduğu saptanmıştır. PMS ile ilişkili faktörlerin belirlenmesi amacıyla izlem araştırmaları planlamak uygun olacaktır.
ANAHTAR KELİMELER: Premenstruel sendrom, Kadın sağlığı, İntörn kadınlar