Last modified: 2019-09-20
Abstract
ERZURUM VEREM SAVAŞ DİSPANSERİ’NDE 2012-2018 YILLARI ARASINDA TAKIP EDİLEN TÜBERKÜLOZ OLGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Giriş ve Amaç: Tüberküloz (TB), dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden olup, önlenebilir bir hastalıktır. Ülkemizde 2017 yılı TB insidansı yüzbinde 14.6 olup, Erzurum’da ise yüzbinde 16.3’tür. TB kontrolünde birinci basamak verem savaş hizmetleri önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada ilimizde hizmet veren verem savaş dispanserinin kayıtları üzerinden TB hastalarının değerlendirilmesi ve hasta özelliklerinin ortaya konulması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte planlanan çalışmanın evrenini Erzurum Verem Savaş Dispanseri’nde 2012-2018 yılları arasında takip edilen hastalar oluşturmaktaydı. Araştırmanın gerekli idari ve etik izinler alındı. Erzurum’un 2018 yılı verilerine göre nüfusu 767.848 kişi olup, çalışmada örneklem seçimine gidilmeden ilgili tarih aralığındaki hasta kayıtlarının tümüne ulaşılmaya çalışıldı. Dispanser arşivinde bulunan 800 hasta dosyasından içeriği tam olan 650’si çalışma kapsamına alındı. Çalışmanın değişkenleri, Tüberkülozlu Hasta İzlem Fişi’nde bulunan bilgiler esas alınarak oluşturuldu. Veri analizinde Statistical Package for the Social Sciences (SPSS v20) programı kullanıldı. Kategorik değişkenler sayı ve yüzde, sayısal değişkenler ise ortalama ve standart sapma olarak sunuldu.
Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 40.43±19.81 yıl ve %21.4’ü (n=145) 15-24 yaş grubundaydı. Hastaların %59.2si (n=385) kadındı. Vakaların %61.1’i evli , %40.9 u ev hanımıydı. TB vakalarının %59.9’u okuma-yazma biliyor ya da ilkokul düzeyinde eğitim almıştı. Vakaların %53.5’i il merkezinde ikamet etmekte ve %2.0’si yabancı uyruklu idi. Yabancı uyruklu vakaların statüsüne ilişkin kayıtlar mevcut değildi. Vakaların %88.3’ünde temas öyküsü bulunmuyordu. Kayıtlarda, direkt yayma yapılma durumu vakaların %34.9’unda, kültür yapılma durumu ise %13.5’inde belirtilmişti. Direkt balgam yayması yapılan olguların %25.5’i, kültür yapılanların ise %11.4’ü müspet olarak raporlanmış; olguların %22.0’sine ise biyopsi ile tanı konulmuştu. Hastaların %55.8’i akciğer dışı, %42.6’sı akciğer tutulumu göstermekte idi. Olguların %1.5’inde (n=10) ise hem akciğer hem de akciğer dışı tutulum bulunuyordu. Akciğer dışı tutulum (% 55.8) en sık lenf nodlarında, en az larinks ve meme de görülmüştü. TB olgularının %81.7’sinde (n=531) herhangi bir ek hastalık yoktu. Vakaların ise diyabetes mellitus (%4.2), hipertansiyon (%3.7) gibi kronik hastalıklar bulunuyordu. TB olgularının %92.2’sini (n=599) yeni vakalar oluşturuyordu. Vakaların ortalama tedavi süresi 8.59±3.71 aydı. Olguların %92.9’u (n=604) tedavi tamamlama ile sonuçlanmış olup, tedavide en sık (%95.7) isoniazid, rifampisin, pirazinamid ve etambutolden oluşan ilaç kombinasyonu, tedavi verilen vakaların %43.1’inde iki ay dörtlü-dört ay ikili kombinasyonda kullanılmıştı.
Sonuç ve Öneriler: TB, adolesan ve genç-orta yaş gurubundaki erişkinlerde ve sıklıkla kadınlarda görülmektedir. Olguların eğitim düzeyi düşük ve yaklaşık yarısı ev hanımıdır. Dispanser kayıtlarında eksiklikler göze çarpsa da TB kontrolünde dispanser çalışanlarının özverili gayretleri yadsınamaz. Özellikle eğitim düzeyi düşük gruplar başta olmak üzere, tüm topluma birinci basamak verem savaş hizmetlerinin tanıtılmasına ve TB hastalığı konusunda eğitim çalışmalarının artırılmasına ihtiyaç vardır. Ayrıca, birinci basamak verem savaş çalışanlarına yönelik eğitim ve teşvik programları, kayıtlardaki aksaklıklarla birlikte hasta takip ve tedavi oranlarını da artırabilir.
Anahtar Kelimeler: tüberküloz, verem savaş dispanseri, direkt balgam yayması, Erzurum