Last modified: 2019-10-16
Abstract
Giriş ve Amaç: Aile içi şiddet her yaşta, toplumda, eğitim düzeyinde ve sosyoekonomik grupta meydana gelen yaygın bir problemdir. Türkiye’de yapılan çalışmalarda her üç kadından birinin fiziksel şiddet yaşadığı saptanmıştır. Amacımız Manisa’da seçilen yarıkentsel bir bölgede 15-49 yaş aralığındaki kadınların aile içi şiddet sıklığı ve olası depresyon sıklığı ve diğer faktörlerle ilişkisini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Ağustos 2017’de Manisa Kuşlubahçe bölgesinde yürütülmüş kesitsel tipte bir araştırmadır. Çalışmanın evrenini araştırma bölgesinde yaşayan bir aile hekimi birimine kayıtlı 15-49 yaşlarında 1040 kadın oluşturmaktadır. Çalışma için etik kurul onayı alınmıştır. Araştırmada ulaşılması gereken örnek büyüklüğü kadınlarda şiddet prevalansı %32.9, desen etkisi 1, %5 hata payı ve %95 güven sınırında 256 kişi olarak hesaplanmıştır, 249 kişiye ulaşılmıştır. Araştırmada küme örneklem yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından oluşturulan anket formu aracılığıyla kadınların evlerinde yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Anket formu sosyodemografik özellikler, kronik hastalık varlığı, alışkanlıklar, kendisinde ve ailesinde psikiyatrik hastalık öyküsü, eşiyle, kendi ailesi ve eşinin ailesiyle ilişkileri, aile içi şiddetle ilgili sorular (sözel, fiziksel, ekonomik, cinsel şiddet) ve beck depresyon envanterinden oluşmaktadır. Araştırma grubunun beck depresyon envanterinden aldığı puana göre 17-63 puan aralığı olası depresyon olarak değerlendirilmiştir. Veriler tanımlayıcı istatistikler(sayı, yüzde vb), ki kare testi ve logistik regresyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Tip 1 hata değeri 0.05’ten küçük ve eşit olanlar anlamlı kabul edilmiştir,
Bulgular: Araştırma grubunun yaş ortalaması 34.42±7.90’dir. Kadınların %53 ü ortaokul ve altı eğitim düzeyindedir. Kadınların %36.1’i gelir getiren işlerde çalışmaktadır. Araştırma grubunun %29.7’si şiddete maruz kaldığını belirtmiştir, araştırma grubunun en az bir kere; sözel şiddete maruz kalanlar %45.8’ini, fiziksel şiddete maruz kalanlar %31.3’ünü, ekonomik şiddete maruz kalanlar %40.6’sini, cinsel şiddete maruz kalanlar %21.7’sini oluşturmaktadır. Araştırma grubunun %22.9’unda olası depresyona rastlanmıştır; sözel şiddete maruz kalanların %35.1’inde, fiziksel şiddete maruz kalanların 44.9’unda, ekonomik şiddete maruz kalanların %35.6’sında, ekonomik şiddete maruz kalanların 40.7’sinde olası depresyona rastlanmıştır. Yapılan tek değişkenli analizlerde anlamlı bulunan değişkenlerle oluşturulan çok değişkenli analizde şiddet riski; evlilik yaşı 21 ve altı olanlarda 3.7(%95GA 1.6-8.6), çocuklukta şiddet görenlerde 12.3(%95GA 5.0-30.6), çocuğu olmayanlarda 1-2 tane çocuğu olanlara göre 5.7(%95GA 1.5-22.5), eşin ailesiyle ilişkisi kötü olanlarda 5.2(%95GA 2.3-11.7), kadının kendi belirttiği eşle ilişki puanı 10 üzerinden 7 ve altı olanlarda 6.3(%95GA 2.5-16.1) kat artmaktadır.
Sonuç ve Öneriler: Araştırmada bölgemizde aile içi şiddetin Türkiye’deki diğer araştırmalarda olduğu gibi yüksek sıklıkta olduğu ortaya konmuştur. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde, araştırma sonucuna göre aile içi şiddet için risk faktörlerinden olan 21 yaşından önce evlenen kadınlar izlenmeli, aile içi şiddete maruz kalan kadınların bu konuda konuşmaya, danışmaya cesaretlendirilmesi gerekmektedir.
Anahtar sözcükler: 15-49 yaş kadın, aile içi şiddet, olası depresyon