Last modified: 2019-09-23
Abstract
Giriş: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), etkeni Nairovirus olan, Hyalomma cinsi kenelerin ısırması veya enfekte kan ve doku temasıyla bulaşan bir hastalıktır. Ülkemizde ilk olarak 2002’de Tokat’ta saptanan hastalık, halen bölgemizde endemik seyretmektedir. Bu çalışmada 2019’da üniversite hastanesinde KKKA ön-tanısıyla yatan hastaların verilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı çalışmaya 01 Ocak-01 Eylül 2019 tarihlerindeTokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nde KKKA ön-tanısıyla yatarak tedavi gören 67 hasta alındı. PASS 11.0.8 aracılığıyla hesaplanan Post-hoc power analizinde gücün 0.84 olduğu gözlendi. Çalışmada gerekli kurum izni alındıktan sonra hastaların sosyo-demografik ve klinik verileri hastane otomasyon sistemi ve hasta dosyalarının retrospektif incelenmesiyle elde edildi. Veriler sayı, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma şeklinde alındı. İstatistiksel analizde Ki-kare ve Mann Whitney-U testleri kullanıldı. P<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Hastaların %79,1’i(n=53) erkek, %20,9’u(n=14) kadındı. Yaş ortalaması 47,6±17,5 idi. Ocak, Şubat, Mart aylarında vaka kaydı yoktu.Hastaların %6’sı(n=4) Nisan, %32,8’i(n=22) Mayıs, %31,3’ü(n=21) Haziran, %20,9’u(n=14) Temmuz, %9’u(n=6) Ağustos ayında servise yattı. %89,6’sı(n=60) kırsal bölgelerde yaşıyordu. %86,6’sı(n=58)çiftçilik/hayvancılıkla uğraşıyordu.
Hastaların %77,6’sının(n=52) öyküsünde kene teması vardı. %52,2’si(n=35)belirtilerin başlamasından 1-3 gün, %40,3’ü(n=27) 4-7 gün, %7,5’i(n=5) 8-14 gün sonra servise yatmış olup %16,4’ü(n=11) 1-3 gün, %67,2’si(n=45) 4-7 gün, %16,4’ü(n=11) 8-25 gün yatmıştı. Hastaların %59,7’sinde(n=40)ateş(>37,5), %19,4’ünde(n=13) kanama(burun, ağız, idrar) gözlendi. Hastaların tamamına ribavirin verilirken, %52,2’sine(n=35) ek tedavi verildi. Hastaların %94’ünde(n=63) PCR pozitifti. %13,4’ü(n=9) yoğun bakımda yattı.
Hastaların yatışı süresince ölçülen ortalama kan değerleri: trombosit 93794,9±47173,5(min:8000); lökosit 3281,1±1426,7(max:500); hemoglobin 13,1±1,8 8(min:5,8); fibrinojen 195,1±58,3(min:50,6); aPTT 39,7±7,7(max:177); AST 754,5±193,7(max:1414); ALT 111,8±71,0(max:175) olarak saptandı.
Hastaların cinsiyeti, yaşı, kene teması öyküsü, kırsal/kentsel bölge durumlarına göre; kanama, ateş, belirtilerin başlangıcından yatışa kadar geçen süre, yatış süresi ve yoğun bakımda yatma durumu arasında anlamlı fark saptanmadı(p>0,05). Çiftçilik/hayvancılıkla uğraşanlarda yatış süresi anlamlı şekilde daha uzun bulunmasına karşılık(p<0,05), kanama, ateş, belirtilerin başlangıcından yatışa kadar geçen süre ve yoğun bakımda yatma durumu arasında anlamlı fark bulunmadı(p>0,05). Hastaların cinsiyeti ve yaş grubuna göre trombosit, lökosit, hemoglobin, fibrinojen, aPTT, AST, ALT ortalamaları arasında anlamlı fark yoktu(p>0,05). Hastaların %98,5’i(n=66) taburcu edilirken, kanaması olan ve ek tedavi alan yoğun bakımdaki 1 hasta ex oldu.
Sonuç: Hastaların üçte ikisinin 40 yaş üzerinde olduğu, çoğunluğunun kırsal kesimden geldiği, çiftçilik/hayvancılıkla uğraşanlarda yatış süresinin daha uzun olduğu, dörtte üçünde kene teması olduğu, cinsiyet, yaş gibi demografik özelliklerin klinik ve laboratuvar değerlerini etkilemediği saptandı. KKKA ilimizde halen önemli bir halk sağlığı olup, ileri yaş ve kırsal kesim başta olmak üzere risk gruplarına yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, KKKA, Kene, Tokat