Last modified: 2019-09-19
Abstract
Ebru KARACA, Çiğdem ÇAĞLAYAN
Giriş ve Amaç: Sezaryen doğum sıklığı dünyada ve ülkemizde yıllar geçtikçe artmaktadır ve bu artışın nedenlerini saptamak önemlidir. Bu çalışmanın amacı daha önce sezaryen doğum yapmamış 28 haftalık ve üstü gebelerin doğum şekli tercihlerini, doğum şeklini ve etkileyen faktörleri saptamaktır.
Gereç ve Yöntem: Longitudinal araştırma tekniği kullanılan bu araştırmanın evrenini Kocaeli İli Derince İlçesi aile sağlığı merkezlerine kayıtlı daha önce sezaryen doğum yapmamış 28 haftalık ve üstü 200 gebe oluşturmaktadır. Örnek seçilmemiş olup araştırmaya alma kriterlerini karşılayan ve katılmayı kabul eden 152 gebe araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırmacılar tarafından oluşturulan soru formu ve Wijma Doğum Deneyimi Beklentisi Ölçeği A versiyonu aile sağlığı merkezine gebeler davet edilerek yüz yüze uygulanmıştır. Bu görüşmeden sonra doğumdan önce en az bir defa, doğumdan sonra da telefonla bir defa olmak üzere gebelere en az iki izlem yapılmıştır. Araştırmanın bağımlı değişkenleri gebelerin doğum şekli tercihleri ve doğum şekli, bağımsız değişkenleri ise doğum korkusu, doğumun ve izlemin yapıldığı yer ve sosyodemografik özelliklerdir. Araştırmaya Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Etik Kurulu Başkanlığı’ndan 2018/7,9 karar numarası, Kocaeli Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu 2018/149 proje numarası ve 18.04.2018 karar tarihi ile olur alınmıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılan gebelerin yaş ortalamaları 28,64±5,68 yıl olarak saptanmıştır. Gebelerin %52’si gebelik izlemlerini aile sağlığı merkezi dışında özel hastanede yaptırmıştır. Gebelerin %88,2’si doğuma hazırlık eğitimi almamıştır. Gebelerde klinik derecede doğum korkusu %12,5 oranında saptanmıştır. Klinik derecede doğum korkusu varlığı doğum tercihine etki ederken doğum şekline etki etmediği bulunmuştur. Gebelerin %11,8’i sezaryen doğum tercih ettiğini belirtmesine karşın, sezaryen doğum yapanlar %51,3’e çıkmıştır. Tek değişkenli analizlerde çalışan, kişi başına düşen aylık gelir düzeyi fazla olan, ilk gebeliği olan, daha önce doğum yapmamış olan, gebeliği planlı olan, gebelik izlemini ve doğumunu özel hastanede yaptıran kadınlarda sezaryen doğum sıklığı anlamlı olarak yüksektir (p<0,05). Çok değişkenli analizde özel hastanede doğum yapmanın sezaryen doğum riskini 6 kat artırdığı saptanmıştır (RR: 6,032, %95 Güven aralığı: en düşük:1,170-en yüksek:31,102).
Sonuç ve Öneriler: Araştırmamıza katılan gebelerdeki sezaryen doğum sıklığı Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği ideal sezaryen doğum sıklığından çok yüksektir. Doğum korkusu doğum tercihini etkilerken, doğum şekli ile ilişkili bulunmamıştır. Doğum şeklini belirleyen en önemli risk faktörü doğumun özel hastanede yapılması olarak saptanmıştır. Özel hastanelerdeki yüksek sezaryen oranının nedenlerine yönelik ileri çalışmalar yapılarak saptanan nedenlere yönelik önlemlerin alınması; doğum öncesi bakım, doğum ve genel olarak kadın sağlığı hizmetlerinin kar alanı olarak değil, temel sağlık hizmetleri kapsamında hak olarak görülmesi ve kamusal hizmet sunumunun sağlanması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Doğum Şekli, Doğum Korkusu, Sezaryen