Last modified: 2019-09-25
Abstract
Giriş ve Amaç: Hipertansiyon orta-ileri yaşlardaki morbidite ve mortalitenin en önemli sebeplerinden birisidir. Hipertansiyonun erken tespiti, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile birçok komplikasyonun önüne geçilebilir. Bu çalışmanın amacı Erzurum ili Palandöken ilçesinde 40 yaş ve üzeri nüfusta hipertansiyon prevalansını ve farkındalığını ortaya koymaktır.
Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipte olan çalışmanın evrenini Erzurum ilinin Palandöken İlçesi’nde yaşayan 40 yaş ve üzeri 51.429 kişi oluşturmakta idi. Hipertansiyon prevalansı %50 kabul edilerek evrenin bilindiği durumlarda kullanılan formülle örneklem 381 kişi olarak hesaplandı. Olası veri kayıpları ve araştırmayı reddetme ihtimali göz önüne alınarak örneklem sayısının %25 fazlası olacak şekilde 500 kişiye ulaşılması hedeflendi. Araştırma için Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan ve Erzurum Sağlık Müdürlüğü’nden gerekli izinler alındı. Katılımcılar evlerinde ziyaret edilerek yüz yüze görüşme yöntemi ile anket uygulandı ve usulüne uygun olarak kan basıncı, boy, kilo, bel çevresi ve kalça çevresi ölçümleri yapıldı. Çalışmanın bağımlı değişkeni hipertansiyon sıklığı olup bağımsız değişkenleri ise sosyodemografik veriler, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite durumları, ailevi tansiyon hikayesi, sigara-alkol alışkanlığı ve farkındalık düzeylerini değerlendirmek üzere daha önceden konulan hipertansiyon tanısı idi. Ölçümlerde sistolik ≥ 140 mmHg ve/veya diyastolik ≥90 mmHg kan basıncı hipertansiyon olarak kabul edildi. Daha önce hipertansif olduğu bilinen veya antihipertansif ilaç alan katılımcılar hipertansiyon hastası olarak değerlendirildi. Analizler SPSS v20 ile yapıldı. Verilerin analizinde Mann-Whitney U, Kruskal Wallis ve ki-kare testleri kullanıldı. Bağımsız değişkenlerin hipertansiyon sıklığı üzerine etkisini ortaya koymak için logistik regresyon analizi uygulandı. Analiz sonuçları p<0.05 olduğunda anlamlı olarak kabul edildi.
Bulgular: Araştırma grubunda hipertansiyon prevalansı %47.6 idi. Erkek katılımcılarda hipertansiyon sıklığı %43.2, kadınlarda %51.6 bulundu. Yaşa göre kan basıncı düzeyi değerlendirildiğinde 80 yaş ve üzeri grupta hipertansiyon sıklığı %76.5 iken, 40-49 yaş grubunda %29.7 olarak saptandı. Katılımcıların %84.5’inin hipertansiyon farkındalığının olduğu görüldü ve %7.3’üne ilk kez hipertansiyon tanısı konuldu. Halen antihipertansif ilaç kullanan katılımcılarda hipertansiyon sıklığı %39.5 idi. Katılımcılarda sigara alışkanlığı 2.7 kat, stres 1.9 kat ve ailede hipertansiyon hikayesi bulunma durumu 2.4 kat hipertansiyon sıklığını artırmakta idi.
Sonuç ve Öneriler: Hipertansiyon sıklığı ileri yaşlarda, stresli bireylerde ve ailevi hipertansiyon hikayesi olanlarda yüksektir. İlk kez hipertansiyon tanısı alanlar ile ilaç kullanan, ancak tansiyonu yüksek tespit edilen katılımcılar aile hekimlerine yönlendirilmiştir. Her ne kadar katılımcılarda hipertansiyon farkındalığı yüksek olarak değerlendirilse de tedavi altındaki hastalarda hipertansiyon sıklığının yüksek olması dikkat çekicidir. Bu durum, hastaların bir kısmının sadece tansiyon ilaçlarına güvendiğini, beslenme alışkanlıklarını ve yaşam tarzlarını değiştirmediğini düşündürmektedir. Hipertansiyon farkındalığının artırılması ve tedavi altındaki hastalara beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerinin öneminin anlatılabilmesi için eğitim çalışmalarına ihtiyaç vardır.
Anahtar Kelimeler: Erzurum, farkındalık, hipertansiyon, prevalans