Last modified: 2019-10-06
Abstract
Cilt hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize olan cilt kanserleri, dünya genelinde beyaz ırkın en sık görülen kanseri olup, artan insidans hızlarıyla birlikte önemli bir halk sağlığı sorunudur. Melanom ve melanom dışı cilt kanserleri (%70 bazal hücreli karsinom-BHK, %25'i skuamoz hücreli karsinom-SHK) olmak üzere iki ana sınıfa ayrılır. Cilt kanserlerinin çoğu, ultraviyole (UV) radyasyon maruziyeti sonucu gelişir. UV radyasyon grup 1 karsinojen olup, melanomların %86, melanom dışı cilt kanserlerinin ise %90 kadarından güneş kaynaklı UV radyasyon sorumlu tutulmaktadır. UV radyasyon, 100-400 nanometre (nm) dalga boyu ile elektromanyetik spektrumun bir parçasıdır. UVA (315-400 nm), UVB (280-315 nm) ve UVC (100-280 nm) olmak üzere üç türü vardır. Ozon tabakası dalga boyu 320 nm'ye kadar olan UV radyasyonu filtreleyebildiğinden, UVA absorbe edilmeksizin yeryüzüne ulaşır. Uzun dalga boyu sayesinde melanositlerin de bulunduğu dermo-epidermal kavşaktan geçip cildin derinliklerine nüfus eder. Serbest oksijen radikalleri vasıtasıyla dolaylı yoldan DNA'ya hasar vererek kanser oluşumunu tetikler fakat esas olarak erken cilt yaşlanmasından sorumludur. Büyük bir kısmı (%70-90'ı) ozon tabakası tarafından absorbe edilen UVB ışınları ise orta uzunlukta bir dalga boyuna sahip olduğunan daha çok cildin üst katmanlarını etkiler ve doğrudan DNA hasarı yoluyla kanser oluşum sürecini başlatır. En kısa dalga boyuna sahip UVC ışınları ozon tabakası, moleküler oksijen ve su buharı tarafından tamamen absorbe edildiğinden yeryüzüne ulaşamaz; ekvatora ulaşan UV radyasyonun %95'i UVA, %5'i UVB'dir. Güneşten gelen UV radyasyon miktarı günün saatlerine, mevsim farklılıklarına, enleme, yüksekliğe, ozon tabakasının kalınlığına vb. bağlı olarak da değişmektedir. Ekvatora yakın olan düşük enlem bölgelerinde, öğle vaktinde, yaz mevsiminde ve deniz seviyesinden yükseğe çıkıldıkça UV yoğunluğu artar.
Melanom dışı cilt kanserleri (BHK, SHK) genellikle kronik kümülatif güneş ışığı maruziyetiyle ilişkili olup sıklıkla güneşe en fazla maruz kalan vücut kısımlarında (örneğin; yüz, el, boyun) gelişir. Melanomlar ise daha çok yoğun, aralıklı güneşe maruz kalma ve güneş yanıkları ile ilişkilidir. Genellikle sürekli olarak güneşe maruz kalmayan kısımlarda gelişir (örneğin; erkeklerde sırt, kadınlarda bacaklar). Çocukluk ve ergenlik döneminde beş ya da daha fazla sayıda şiddetli güneş yanığı geçirmiş olanlarda ilerleyen yaşlarda melanom gelişme riskinin iki kat fazla olacağı öngörülmektedir.
UV radyasyon cilt kanserlerinin tamamı için hem en önemli hem de önlenebilir bir risk faktörüdür. UV radyasyona karşı koruyucu önlemler alınırsa, 5 cilt kanseri olgusunun 4'ünün engellenebileceği düşünülmektedir.
Bu derleme çalışmasında amaç etiyolojik bir faktör olan ultraviyoleye bağlı cilt kanserlerinin ulusal ve uluslararası alan yazın ışığında epidemiyolojik özelliklerinin ortaya konması ve toplum temelli korunma öncelikli yaklaşımların irdelenmesidir.